16 Eylül 2010 Perşembe

"USTA"SIZ ÇEYREK ASIR


wolfgang abendroth'un 15 eylül 1985'de frankfurt'ta ölmesinin üstünden tam çeyrek asır geçti. siyaset bilimi profesörlüğü yaptığı frankfurt yakınlarındaki küçük üniversite şehri marburg bugün, ölümünün yirmi beş yıl ardından bile siyaset biliminin inatla sol olmaya devam ettiği belki de yegane şehir. marburg, benim gibi inatla sol ve inatla siyaset felsefecisi olan bir insan için "abendrothstadt"...

1906 yılında elberfeld'de (bugün wuppertal) sosyal demokrat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen abendroth, çocuk denecek yaşta proleter gençlik hareketinde yeralıyor, 1920 yılında komünist gençlik birliği'ne katılıyor, daha sonra kpd (almanya komünist partisi) üyesi oluyordu. aynı zamanda dini ve diğer dogmalara karşı savaş ilan eden freidenkerverband'ın ("özgür düşünürler birliği") da aktif bir üyesi olan abendroth, özellikle proleter gençlerin tabu ve dogmalardan azade, özgürlük, eşitlik, hoşgörü ve şiddetsizlik ilkeleri doğrultusunda yetiştirilmesi konusunda sorumluluk alıyordu.

tübingen, münster ve frankfurt'ta iktisat ve hukuk okuduğu yirmili yılların ikinci yarısında komünist parti'nin sosyal demokrat spd'yle nazileri eşit derecede düşman olarak gören "sosyal faşizm" teorisine tepki göstererek, faşizmin yükselişine karşı daha etkili bir mücadele vermek perspektifiyle kp-opposition ("kp-muhalefet") fraksiyonuna katılıyordu. 1933 yılında nazilerin iktidara gelmesinin ardından illegal gruplarda anti-faşist direnişe katılan abendroth 1935 yılında isviçre-bern'de doktorasını veriyordu. doktora tezi, 1936 yılında almanya'da yayınlansa da kısa süre sonra gestapo tarafından toplatılıyor ve mahkeme tarafından "vatana ihanet" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılan "usta" - daha önce karl liebknecht'in de yattığı - luckau cezaevi'nde bin kadar diğer siyasi tutukluyla 4 yıl yattıktan sonra, "ceza batalyonu"nda çalışmak üzere işgal altındaki yunanistan'a, limni adası'na gönderiliyordu.

limni'de önce partizanlara yardımcı olan, daha sonra 1944'te kaçarak komünist partizan örgütü elas'a katılan abendroth, savaşın resmen sonlanmasının ardından "komünizmle mücadele" adına yunanistan'da bulunan ingiliz ordusunun eline düşüyor. mısır ve ingiltere'de geçirdiği tutsaklık döneminde stalinizmle nihai hesaplaşmasını yaşıyordu.

almanya'nın batısında siyasi kimliğinden dolayı baskı göreceğinden, önce sovyet işgali altındaki doğu almanya'ya geçiyor, ancak işlerin orada da beklediği gibi gitmemesi, işgalci kızıl ordu'nun ve sovyet bürokratlarının da özgür düşünen bir sosyalist karşısındaki tahammülsüzlükleri nedeniyle 1951'de - kaçarak - batı almanya'ya geri dönüyordu.

batı'ya geçtiği 1951'den 1972'ye dek marburg'da siyaset bilimi profesörlüğü yaptı. anayasa hakkında yaptığı aykırı çalışmaların yanında özellikle alman ve avrupa işçi hareketinin tarihi üstüne yoğunlaşıyordu. horkheimer'le arası açılan jürgen habermas'ın "kamusal alanın yapısal dönüşümü"yle profesörlük ünvanını almasının önünü açmasının yanında, almanya'da günümüzün önemli marxist entellektüellerinden frank deppe, georg fülberth, friedrich-martin balzer gibi birçok isim abendroth'un yanında doktor ünvanını alacaktı. kdp ("almanya komünist partisi") yasağına tepki olarak kurulan dkp'nin ("alman komünist partisi") frankfurt'taki marxist araştırmalar enstitüsü'nde (IMSF - "institut für marxistische studien und forschungen") çalıştı. emekli olduktan sonra alman sendikalar birliği'nin franfurt'taki işçi üniversitesi "akademie der arbeit"ta ölene kadar profesörlük görevini sürdürecekti.

daha ingiliz devletinin elinde tutsak olduğu yıllarda katıldığı spd'nin kapitalizme gittikçe daha fazla eklemlenmesine karşı çıkışı; partinin 60'lı yıllarda şekillenmeye başlayan öğrenci hareketiyle arasına mesafe koymasını talep etmesini reddetmesinin ardından 1961'de üyelikten atılmasıyla sonlanacaktı. sosyalizmin entellektüel bir azınlığın isyanıyla değil, ancak işçi sınıfının yeniden devrimci örgütlenmesiyle mümkün olabileceğini savunsa da, 68 hareketinin esinlendiği entellektüeller arasında harekete ihanet etmeyen az sayıda isimden biri olarak kalacaktı.

1961'de kurulan sozialistischer bund'un("sosyalist birlik") 1969'da kapanmasına kadar başkanlığını üstlenen abendroth, almanya'da "yeni sol"un doğum sancılarına eşlik edecek, "yeni"nin geçmişten öğrenerek ve geçmişle hesaplaşarak yaratılması için uğraşacaktı. 70'li yıllarda ernst bloch, ossip flechtheim, erich kästner gibi isimlerle beraber soğuk savaş'ın anti-demokratik, militarist yüzünün karşısına dikiliyordu. silahlanmaya karşı ve barış için yürüttüğü mücadelesinin bir ayağını da kpd yasağının kaldırılması oluşturuyordu.

habermas'ın sözleriyle "oportünistler ülkesinde bir partizan-profesör"dü abendroth. bir diğer öğrencisi fülberth'in dediği gibi "insanlar vardır, cilalarını kazıdığınızda onlardan geriye hiçbir şey kalmaz; wolfgang abendroth'ta tam tersi geçerlidir, özellikle de insanı gizleyen bir cila hiçbir zaman varolmadığından".

abendroth'un 79 yıllık yaşamının ardınan geriye, bizlere nasıl özgürlük, eşitlik ve - ilk ikisi olmadan asla varolamayacak - demokrasi için mücadele etmenin gerçek bir entellektüel olmak için kaçınılmaz olduğunu gösteren bir miras kaldı. birçok konu hakkında farklı düşünebiliriz, ama yiğidi öldürüp hakkını vereceksek eğer, tanıdığım en yiğit siyaset bilimi profesörüydü abendroth...

...ve bana kişisel bir miras bıraktı: türkiye işçi hareketinin eleştirel bir tarihini yazmak...

2 yorum:

gp maksimov dedi ki...

abendroth'u taniyomuyordum... utandim ama sevindim de! once onun biyografisini yazarak baslasan?!

outlaw dedi ki...

biyografisini yazanlar oldu zaten, andreas diers yaşamının 1948'e kadar, richard heigl'sa 1968'e kadar olan bölümünü yazmış mesela. yazıda adı geçen balzer abendroth'un hayatı hakkında bir kitap derledi. o iş benden çok gerçek tarihçilere ve biyografi yazma konusunda uzmanlaşmış insanlara kalsın... :-)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...