4 Aralık 2010 Cumartesi

HAYALETLER VE BEN


giysileri delip geçen, insanın içine işleyen bir soğuk, eller eldivenlerin içinde ağrımaya başlıyor. rüzgar insanın tüylerini diken diken ederek eserken, insanlar ceketlerini, önüne duvar örmek ister gibi iki elleriyle çekiştirerek daha da sıkı kapamaya çalışıyor. aklıma buchenwald'ın ayazı düşüyor. etrafımdaki yaşlı insanlara bakıyorum, acaba aralarında buchenwald'da kalmış kimse var mıdır? çevremde gerçekten de toplama kamplarındaki zulmü yaşamış, ailelerinin, arkadaşlarının yanıbaşlarında ölmelerine tanıklık etmiş, ama inatla vahşete karşı koyarak yaşamayı başarmış insanlar var. dachau'da, ausschwitz'de, matthausen'da, neuengamme'de, treblinka'da, varşova gettosu'nda. üstlerinde ince kumaştan tutuklu üniformalarıyla buchenwald'ın meşhur ayazına kafa tutmuş, yoklama sırasında soğuğun insanın kemiklerini en derinden sızlattığı teftiş alanında kürklü ss'lerin emriyle saatlarce beklemiş insanlar.

trenler geçiyor gözümün önünden, akordiyon çalıyor esther bejarano, trenler geçiyor gözünün önünden, durmadan "yük"ünü gaz odasına boşaltmaya giden trenler.

yahudiler, komünistler, anarşistler, çingeneler, aslanayağı korsanları, eşcinseller, adi suçlular... belki de tek ortak noktaları aynı trenlere, faşistlerin insanları ölene kadar çalıştırdığı, derilerinden abajurlar, kitap ciltleri yaptırdığı toplama kamplarına giden trenlere binmiş olmaları.

nasıl anlatıyordu esther bejarano o trenleri: insanların üst üste yatmak zorunda kalacağı kadar dolu hayvan taşıma vagonlarında, tuvalet ve yiyecek olmadan günlerce süren yolculuk. kimsenin nereye götürüldüklerini bilmediği, insanlık dışı yolculuk şartlarına dayanamayan, yattıkları uykudan bir daha uyanamayan hastaların ve yaşlıların cesetlerinin günlerce diğer yolculara eşlik ettiği trenler.

ve insanlar sonunu görüp göremeyecekleri meçhul olan bu yolculuğun ücretini baştan ödüyordu. evet, yahudiler, komünistler, anarşistler, çingeneler, aslanayağı korsanları, eşcinseller ve adi suçlular... hepsi de zorla bindirildikleri ölüm trenleri için bilet aldılar.

hayat bazen fena halde kötü bir şakaya benziyor, anlatandan başka kimsenin gülmediği bir şakaya. ve faşizm; iktidarın alabildiğine mutlaklaşıp, keyfiliğini trt 2'de geceleri yayınlanan bir belgeselin katılığıyla dışavurduğu faşizm. kötü şakaların en büyüğü, en kötüsü. nasıl da gülmüştür alman demiryolları işletmelerinin genel müdürü insanlara zorla bindirildikleri ölüm trenleri için bilet keserken.

ah, kafayı böylesine tarihe, on yıllar önce insanların çektiği acılara, faşizme takmanın ne anlamı var... hem savaş bitti, nazilar kaybetti, faşizm - adı üstünde - tarih oldu. almanya artık "demokratik"!

öyleyse neden o trenler hiç aklımdan çıkmıyor?

"almanya'da 175 yıl demiryolları" kutlaması için angela merkel'in de katılacağı bir kutlama yapılacak bugün nürnberg'de. 175 yıllık geçmişi anlatırken 1933-1945 arasını tarihten silen "demiryolları müzesi"nin çevresi trafiğe çoktan kapatılmış, makineli tüfekleriyle polisler yolları kesmiş. almanya'da 175 yıl önce ilk trenin yola çıktığı nürnberg'de angela merkel'i ve diğer "demokratik" konukları koruyorlar - zorla bindirildikleri ölüm trenleri için bilet parası ödeyen yahudilerden, komünistlerden, anarşistlerden, çingenelerden, aslanayağı korsanlarından, eşcinsellerden ve adi suçlulardan.

yanımda hayaletler, karlı ve soğuk nürnberg sokaklarında yürüyorum. soğuk içime işliyor. yanımdaki hayaletler soğuğu hissetmiyor, onlar soğuğu hissetmeyi bırakalı yıllar olmuş. komünist tökezleyen anarşistin koluna giriyor, eşcinsel çingeneye "hatırlıyor musun" diyor "yine böyle soğuk bir öğleden sonraydı", ve aslanayağı korsanı yahudiye bir çiçek veriyor. hep beraber ıslıkla bir şarkı tutturuyoruz. ve biliyoruz, makineli tüfekler hayaletlere işlemez.

175 yılın anısına "demokratik" demiryolları işletmeleri bilet paralarını iade etmeye karar vermiş - yahudiye, komüniste, anarşiste, çingeneye, aslanayağı korsanına, eşcinsele ve adi suçluya... parayla sigaramızı yakıyoruz, derin bir nefes çekiyoruz ısınmak için... ve esther bejarano "karlı kayın ormanı"nı söylüyor...

6 yorum:

Unknown dedi ki...

çok başarılı..ellerine sağlık

outlaw dedi ki...

teşekkür ederim palinkk, beğenmene sevindim. kibarlık olsun diye söylemiyorum, gerçekten sevindim. çünkü yazarken zevk aldığım, bitirdikten sonra bir tatmin hissettiğim yazılar en az ilgi çekenler oluyormuş gibi geliyor bana nedense...

aglea dedi ki...

almanya, burası veya bir paşka coğrafya... coşkulu ve sevinçli kutlamalar için ne çok tarih silinmiş böyle... faşizmin silgisine rağmen ölüme giden sürgünler taşıyan trenler benim de hiç aklımdan çıkmıyor.

ne güzel bir yazı yine, teşekkürler.

Antidoto dedi ki...

Allak bullak ettin beni sabahın saat 10'unda. Harika yazmışsın. Soğuğu da, faşizmi de iliklerime kadar hissettim. Hakikaten eline sağlık kardeşim.

outlaw dedi ki...

@aglea, antidoto,

sevindim begenmenize...

Adsız dedi ki...

bir süre uzak kalmıştım internetten, özlemişim... eline sağlık.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...