9 Aralık 2010 Perşembe

İKİYÜZLÜ AHLAK


iki binli yılların başlarıydı; şirinevler'den bakırköy-yenimahalle'ye taşınmıştım. bodrum kattaki evim ufak ve rutubetliydi, ama yine de akıl almayacak ucuzluktaki kirasını düşününce karşıma çıkan evlerin en iyisini tutmuştum. gerçi evde uzun süre geçirince, pencerelerin yüksekliği insanı hafiften ayak fetişizmine sevkediyordu, ara ara akrep, fare öldürmek gerekiyordu, ama ilk başlarda her şeye rağmen mutluydum. şimdi nasıldır bilmiyorum, ama o zamanlar yenimahalle'nin sadece adı yeniydi; herkesin bakkalı-manavı, hadi onu da geçtim, bakkalın-manavın herkesi tanıdığı, yaşlı kadınların dar sokaklarda camdan cama sohbet ettiği mahallenin havası beni büyülemişti. nerden bilebilirdim aynı yaşlı kadınların üç vakit sonra camdan cama benim dedikodumu yapacaklarını? evime giren çıkan insanlara "çük kontrolü" yapmamam temel şikayet nedeniydi. tabii köpeğimin olması, tipimin "it gibi" olması vs. de işin tuzu biberiydi. dedikoduları önce komşuların bana olan bakışlarının garipleşmesi, sonra da memur emeklisi apartman yöneticisinin tüm mahalle adına uyarılarda bulunması izlemişti. baştan gözüme cennet gibi gözüken o mahalle cehennem olmuştu benim için. birgün en sonunda evime girip çıkan kadınlar hakkındaki uyarılara dayanamayıp patladım ve aşağıdaki diyalog çıktı ortaya:

- amca size hiç mi misafir gelmiyor?

- gelmez olur mu geliyor tabii...

- siz evinize gelen bütün misafirleri sikiyor musunuz?

ve son... bir daha ne uyarmaya gelen oldu, ne de başka bir sebepten benimle konuşmaya kalkan. yenimahalle'yi bir daha arkama bakmamak üzere terkedip gidene kadar rahat bırakıldım.

mahallenin huzurunu bozmuş, gençkızlarının kafasını karıştırmıştım ahlaksızlığımla; bana, iki göz bodrum katının beş parasız kiracısına, tepki göstermeseler kısa süre sonra mahallenin bütün gençlerinin birbirinin koynuna girmesi, mahallenin namusunun elden gitmesi işten bile değildi...

kumarhanemiz de vardı, keranemiz de. ikisinin de müşterileri çoğunlukla mahalledendi pek tabii. ve karşı apartmandaki adam içip içip karısını döverken, küfürleri de, karısının çığlıkları da sokakta yankılanırdı. ama işte mahallenin ahlakını kurtarmak için saldırılması gereken bir numaralı adam bendim...

bunu ben neden mi anlattım şimdi? muhafazakar ahlak ikiyüzlüdür de o yüzden. kendi davranışını gözden geçirmek, hayatı daha "iyi" yaşamak değil, başkalarını baskı altına almak, onların üzerinde iktidar kurmaktır varoluş nedeni.

"bayram değil, seyran değil, bu adam bize niye muhafazakar ahlakın ikiyüzlülüğünü anlattı" mı diyorsunuz hala? bir de kürtaja karşı olup annesinin karnındaki bir bebeği öldürmeyi savunanlar var, ve benim sinirlerim onları yazabilecek kadar yatışmadı daha. ben de bunu yazdım...

3 yorum:

Antidoto dedi ki...

Bu aralar formunun zirvesindesin. arka arkaya harika yazılar çıkıyor, ellerin dert görmesin kardeşim.
Kürtaja karşı olup, anne karnındaki bebe cinayetini hoş görenlerin topunun da anasını avradını sikeyim.

ali zafer sapci dedi ki...

İlginç paylaşımlarınızı ve resimlerinizi sevdim!

Adsız dedi ki...

Ne guzel yazmissin. Daha da yaz...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...